Kangal yavrusu kaplanın gözünden Uranüs

Kainat çok saçma değil mi kıymetli okurlarım? 😄

Bir tek bana garip geliyor olamaz.

Lütfen size de garip geliyor olsun. 🙏🏻

Gerçek olamayacak kadar büyük ve garip bir boşluk. 💫

Sayısını kimsenin bilmediği kadar çok galaksi…

Her galakside milyarlarca güneş sistemi…

Biz o güneş sistemlerinden birinde dönüp dolanan minicik bir gezegende yaşayan mikroskobik canlılarız aslında. 😄

Bir an kendimi bakteri gibi hissettim. 🦠

Bu gözle bakınca, insan bedeni de kendi çapında bir galaksi.

Milyarlarca hücre, o hücrelerde hareket halinde sayısız organik materyal ve bakteri…

Hayır hayır, Tübitak sınavına hazırlanmıyorum. 😄

Uranüsü yazacaktım ben aslında.

Sonra bir an Uranüsün de küçücük bir gezegen olduğunu hatırladım.

Konudan şaşmadan devam edeyim en iyisi.

Mavi gezegen Uranüs bizi nasıl etkiliyor? 🔵

Uranüsün etkisini anlatmak için size kurgusal kahramanım kaplanın hikayesini anlatacağım.

Onun hikayesini ilk kez 2014 yılında yazıp yayınlamıştım.

Aradan 9 yıl geçmiş. Hey gidi günler hey. 😄

Bir revizyondan geçirerek paylaşıyorum.

Kaplanın hikayesi

Kaplan 2 haftalık bir yavru kangal köpeği, sevimli mi sevimli bir şey.

Küçücük patileriyle ayakta duracak gücü dahi yok.

Kaplan’ın gözleri henüz tam göremiyor ama annesinin kokusu ona güven veriyor, dokunuşlarında huzur buluyor.

Kaplan 1 aylık olduğunda gözleri açılmaya başlıyor. 👀

Doğduğu günden beri kendini koruyup kollayan annesini görüyor, 5 tane kardeşi olduğunun farkına varıyor.

Artık ayakta durabiliyor, paytak adımlarıyla sağa sola yürümeye başlıyor.

Kaplan annesinin koruması altında büyüyor.

Yetişkin olduğunda, Anadolu’nun kadim ruhunu temsil eden sembollerden birinin, kangalın, kusursuz bir temsilcisi olacak.🐕

Eşsiz zekası, asil ve onurlu karakteri, sırım gibi vücudu ile bu topraklara ait… 🌄

Yetişkin bir kangal olduğunda görenleri kendine hayran bırakacak.

Gelin görün ki öyle olmuyor! 😱

Kaplanın bir sahibi var. Onun adı Yaşar.

Kaplanı ve 4 erkek kardeşini annesinin kucağından alıp arkadaşlarına hediye ediyor.

Kaplanın annesi, bebeklerinin kendisinden alınmasıyla büyük bir keder yaşıyor.

6 yavrusu içinde tek kızının kendisinden alınmamış olmasıyla yetiniyor.

Ana yüreği işte, ne yapsın garibim. 👵🏾

Kaplan’ın yeni sahibi, empati yoksunu bir serseri. ✤

Ezik ruhunun yaralarını kapatmak için, Kaplan’ı agresif ve saldırgan bir kangal olarak büyütmeye kararlı.

Bu nedenle daha ilk günden onu karanlık bir odaya koyuyor.

1 yıl boyunca içeri süzülen ışık huzmeleri ve sesler dışında gün yüzü görmesini engelliyor. 🦉

Kaplan, annesinin minicik yavrusu, o sevimli kangal yavrusu, aylarca karanlık bir odada, tek başına, tam 1 yıl kalıyor.

Sosyal ve dost canlısı doğasını yaşayamadan büyümek zorunda kalıyor.

Hayat dolu, kıpır kıpır bir kangal olmasına rağmen enerjisini harcayacak bir yer bulamıyor.

Sonunda görenleri ürkütecek bir cüsseye sahip oluyor.

Kaplanı karanlığa ve yalnızlığa hapseden serseri, yüzlerce dekarlık bir arazide tarım ve hayvancılık yaparak geçimini sağlayan bir ailenin en küçük oğlu.

Bir çiftlik evinde yaşıyorlar.

200 den fazla koyun, 3 çoban köpeği, 2 kısrak ve sayısını kimsenin bilmediği kadar çok tavuk ve ördek var.

Çiftliğin uzak bir ucunda, 1 dekar büyüklüğünde tellerle çevreli bir alan var.

Bu alanın içinde ise 50 metrekarelik penceresiz, iç içe 2 odadan oluşan bir ahır var.

Zavallı kaplan işte bu ahırın içinde 1 yıl boyunca kapalı kaldı.

Fakat Kaplan’ın kaderi değişmek üzere…

Güneşli bir Mayıs günü, yaşadığı ahırın kapıları açılıyor ve gözünü kamaştıran gün ışığı her yanı kaplıyor.

Kaplanın gözleri bir süre göremiyor, içini korku sarıyor.

Sonra yavaş yavaş duyuları düzeliyor, huzursuz adımlarla ışığa doğru yürümeye başlıyor.

Ahırın dışına çıktığında hareketli ve canlı bir dünya buluyor.

Farklı kokular, temiz hava, koşuşturan tavuklar, otlanan kısraklar, başka köpekler, insanlar, gürültüyle çalışan traktörler…

Daha önce boğuk duyduğu sesler net, silik gün ışığı pırıl pırıl, hafiften gelen kokular çok ama çok güçlü!

Kaplan, kapıları birden açılan yepyeni dünyasının heyecanıyla bir oraya bir buraya koşturuyor.

Bir heyecan fırtınasının içinde sanki, yerinde duramıyor.

Kaplan; aydınlık, hareketli, kıpır kıpır bir dünya keşfetti!

Eski karanlık dünyasından çok farklı bir deneyim yaşıyor.

Uranüs, kaplanın gün yüzüne çıktığı anı temsil eden gezegendir.

Bizlere yeni deneyimlere giden yollar açar.

Heyecan ve coşku getirir.

Aşk getirir.

Aydınlığıyla gözlerimizi kamaştırır.

Aniden getirdiği yeni deneyimler bizi öylesine heyecanlandırır ki, bir çeşit dopamin fırtınası yaşarız.

Eski hayatımız ve görüşlerimiz sıkıcı ve sınırlayıcı görünmeye başlar.

Çünkü çok heyecan verici, yüksek frekanslı bir deneyim yaşamışızdır.

Tıpkı kaplanın karanlık, rutubetli ve kimsesiz odasından canlı ve heyecanlı yeni dünyasına salıverilmesi gibi…

Cesareti olan kaplanı eski karanlık odasına götürmeye çalışsın bakalım. 😄

Gider mi – gitmez!

Uranüs işte böyle çalışır.

Yeni deneyimler, heyecan ve mutluluk getirir.

Eskisine soğutur.

Bağımlılık yaratır.

Her zaman deneyimlemek istersin.

Ne güzel değil mi?

Uranüs buysa, biz Uranüsü sevmeyelim de ne yapalım!

Canım Uranüsüm.

Aç kollarını ben geliyorum.

Fakat öyle olmuyor işte. 😄

Her gezegenin iki farklı yüzü var.

Klasik yin yang.☯

Bu şaşmaz bir kural. 🤷🏼‍♂️

Bu yazıda Uranüsün bir yüzünü gördünüz.

Aşk, heyecan ve coşku getiren yüzünü…

Başka bir yazımda kriz yaratan yüzünü göstereceğim.

Güzellikler ve bol şans diliyorum. 🧿

Astrolog Zafer Ceyhun